ASTROLOJİ NEDİR?
Kadim bilgi “Gökyüzünde ne varsa yeryüzünde de vardır...” der. İnsanoğlu çağlar boyunca, gök cisimlerini araştırmıştır. Astronomi bilimi, evrendeki gezegenleri, güneşleri, gök taşlarını, gök adaları kara delikleri vb. incelerken; Astroloji bu cisimlerin varlıklar üzerindeki etkilerini araştırır. Kökeni çok eskilere dayanır. İlk çağlarda insanoğlu, yeryüzündeki ulu ağaçlardan hayvanlara, gökyüzündeki Güneş'ten, Ay’dan yıldızlara ne bulduysa etkilenmiş, birçoğuna tanrı diye tapmıştır. Eski Mısır'daki Ra buna en güzel örnektir. Astronomi; uzaklıkları, kütleleri, hızları Dünya’ya göre ölçerken; Astroloji gökyüzündekilerin Dünya’daki varlıklar üzerindeki etkilerini gözlemler. Ve haritalarında Astronomik verileri kullanır. Bir fal ve kehanet değildir. Bilim de değildir. Olması da mümkün değildir. Bilim tekrar ister, yaşamda anların tekrarı olmadığı gibi astrolojide de anların tekrarı yoktur.
Belli bir zaman ve belli bir yere göre çıkartılan haritalarla; karakteristik özellikler ve olasılıklar hesaplanır ve öngörüler belirlenir. Astroloji bilim kabul edilmez ama kabul edilen tüm bilimleri içinde barındırır ve onları kullanır. Astronomiyle gök cisimlerinin yerleri belirlenir; matematik, geometriyle harita çizimleri ve hesaplamalar; tarih, felsefe, psikoloji ve sosyolojiyle değerlendirmeler yapılır.
TAKIM YILDIZLAR, BURÇLAR VE ZODYAK
Gökyüzümüzün kuzey ve güney yarı kürelerini kapsayan 88 ayrı alan vardır. Yıldız, galaksi veya gök cisimlerinin içinde konuşlandığı bu alanlara, genel olarak takımyıldız denir ve burç olarak da adlandırılırlar. Bunların 40 kadarı bizim görüş alanımızdadır. Ekvator tüm takımyıldız geçişlerinin görülebildiği tek bölgedir. En iyi tanınanı Büyük Ayı(Ursa Major)'dır. En parlak yedi yıldızının düzeni; saban, araba gibi çeşitli şekillere benzetilir, biz onu Büyük Cezve diye biliriz. Antik çağlardaki gök bilimciler, hayvanları, mitolojik kişileri ve kahramanları bu takım yıldızlarla özdeşleştirerek gruplandırıp, isimlendirmişlerdir. 1945 yılında Uluslararası Astronomi Birliği bu takımyıldızların adları ve konumları üzerinde anlaşmaya varmıştır.
Zodyak, Güneş ve gezegenlerin yolunu kapsayan hayali bir kuşaktır. Güneş’in bir yıl boyunca, hareket ediyormuş gibi göründüğü yol üzerinde bulunan takımyıldızlar nedeniyle, Burçlar Kuşağı da denir. Burçlar kuşağında 12 burç yer alır. Elimizde bulunan astrolojik kaynaklara göre, önceleri 18 takımyıldız/burç kullanan astrologlar, astronomik gerçeklikler ışığında bazı takımyıldızları çıkartarak sayıyı 12'ye indirmişler.
Güneş merkezli bir zamanlama hazırlanmış, takvimsel 12 aya 12 burç sabitlenmiş, her bir burca bir gezegen yönetici tayin edilmiş ve herkesin deneyimlediği sistem geliştirilmiştir. Modern astrolojide, bu hesaplamayı izleyen 'Tropikal Zodyak' kullanılır. Hint astrolojisinde 'Sideral Zodyak', yıldız zamanına dayalı bir hesaplama vardır. Tropikal Zodyak ile Sideral Zodyak birebir örtüşmez.
GÜNEŞ VE AY
Var olduğundan beri Dünya’yı ve yaşamı şekillendiren iki ana gök cismi; Güneş ve Ay... Dünya kendi etrafında dönerek uzayda yol alırken, Güneş’in çevresini dolanır; Ay da bizim etrafımızda döner durur. Onlar olmazsa olmazlarımız. Her gün, her an değişim ve hareket... Canlılığın ana kaynağı Güneş her sabah doğmalı, geceleri Ay gökyüzünde parlamalı... Ay’ın insanoğlu üzerindeki etkileri; gecenin karanlığında parlamaktan, romantikliğimizi gıdıklamaktan ötedir. Bilim, gelgitlerle; karaları, su kütlelerini harekete geçirdiğini kabul etmekte. Ya bizler? Bedenlerimizde yaklaşık 3 – 3,5 litre kan vardır, %75'i sudur ve rahatlıkla bizleri de çok etkilediği söyleyebiliriz. Ay, bir ay boyunca tüm burçları ziyaret ettiğinden, yeryüzü ve gökyüzü Ay’ın konumundan ve evrelerinden farklı etkilenir. İlk hilal, ilk dördün yeni bir işe başlamaya çok uygunken; en parlak zamanı dolunay operasyonlar, ameliyatlar için pek uygun değildir, son dördün ise tamamlanması gerekenleri işaret eder.
NASIL BİR ASTROLOJİ?
Astroloji de Meteoroloji gibi bir çeşit habercidir. Doğum haritası(Horoskop&Chart) kişilerin doğum anında, doğum yerinin ve yaşanılan yerin koordinatlarıyla hesaplanan gökyüzü haritalarına göre yaşamsal potansiyellerini işaret eder. Ancak meteoroloji gibi, uyarı aracı olarak kullanılmalıdır. Astrolog olasılığı söyleyebilir. Örneğin, kar fırtınası öngörebilir, olası yaşam potansiyellerini de belirtir. Gelmekte olan fırtınanın gerçekleşmesi engellenemez ancak yaşanacak sonuç, bireylerin hazırlıklarına ve seçimlerine bağlıdır.
Dünya genelini bir tarafa bırakıp, Türkiye için kabaca bir hesap yapalım. 70 milyonluk nüfusumuzu 12 burca bölelim, her bir burca düşen yaklaşık 5.833.333 gibi bir rakam elde ederiz ki, bu veri hiç de gerçek değildir. Bu hesabı şehirlere, en küçük yaşam birimi evlere, apartmanlara indirgeyebiliriz. Önemli olan, bir burcun daha çok ya da daha az olması değildir. Kar fırtınasının geldiğidir, çünkü fırtınayı tüm burçlar deneyimleyecektir. Koç burçları daha az etkilenecek demek yanlış bir yaklaşımdır, çünkü bu yaptığımız kaba hesaba göre varsaydığımız 5.833.333 Koç insanının benzer koşullara sahip olduğunu kabul etmek demektir ki, hiç de doğru bir kabul değildir. Farklı yerlerde yaşayan tüm Koç’lar fırtınayı kendi ölçülerine göre başka yaşayacaklardır. Konuya farklı bir perspektiften yaklaşalım. Bir evde barınanların farklı burçlardan olduğunu varsayalım ki, bu daha doğru bir veridir. Gelmekte olan kar fırtınasından o evde yaşayan herkes benzer etkilenecektir. Kar çıkışı kapatmışsa hepsi evde mahsur kalacaktır. Kişilerin burçlarının Koç ya da Balık olması sonucu değiştirmeyecek, hepsi aynı şeyi deneyimleyecektir. Ancak, hepsinin duygu ve düşünceleri farklı olacaktır. Kimi bembeyaz karı severken, kimileri soğuğundan hoşlanmayacak, kiminin evinde hazırlıkları tamken, kiminin eksikleri olacaktır. Bu bağlamda astrolojinin, bir çeşit haberci olduğunu söyleyebiliriz.
Haber herkes içindir, farklı algılanıp, farklı yorumlanıp, farklı yaşanır. Bunu özele indirgeyip, o kar fırtınasının nasıl yaşanacağını öğrenmek için doğum bilgileriyle çıkartılan haritalara başvurulur ve kişisel potansiyeller hesaplanarak, öngörülerde bulunulur ama yinede son karar, kaderini gerçekleştirecek olan kişinin kendi elindedir.
PROGRES HARİTALAR VE İLERLEMİŞ HESAP
Eğer yayınlardaki genel burç yazıları takip ediliyorsa, küçük bir hesaplamayla daha doğru bir yaklaşım elde edilebilir. Astrolojide, progres dediğimiz ilerletilmiş haritalar da kullanılır. İnsanoğlu doğduğunda bir yaşında değildir, bir sene sonra birinci yaşını kutlar ve seneler geçip yaş aldıkça büyür, gelişir ve olgunlaşır. Bilim adamlarına göre evrende büyümekte ve genişlemekte. Evrenin genişlemesinden dolayı konumu değişiyor. Bu gerçekler, bizi doğum zamanımızdaki Güneş’in de aynı olmadığına götürür. İlerletilmiş (progres) haritalar bize bu değişimi ve olgunluğu, farklılaşan güneşimizi ve diğer gezegenlerin konumunu gösterir. Ve kişi çok yaklaşık bir hesapla kendi ilerlemiş durumunu ve gelişimini (progres güneşinin burcunu) belirleyebilir.
Bunun için, bir takvim üzerinde, doğum günü bir kabul edip, üzerine o günkü yaş kadar sayı ilave edildiğinde, ulaşılan gün ilerlemiş (progres) güneşin konumunu, burcunu verir. 1.Nisan.1965 tarihinde doğmuş biri için örnekleme yaparsak, kişi bugün 46 yaşındadır. 1 Nisan gününden itibaren ileriye doğru 46 gittiğimizde, 16 Mayıs’a ulaşırız. 1 Nisan’da doğmuş kişi Koç burcudur, bu hesapla ilerlemiş güneşi 16 Mayıs’taki Boğa burcudur. Bu demek değildir ki; burç değişti, yükselen değişti, kesinlikle böyle bir şey yoktur, doğumla ve yaratımla gelen değişmez. Buradaki değişim, olgunluk ve hayata bakış açısıdır. Zenginleşmedir...
“Ben balık burcuyum ama burcumun özelliklerini yansıtmıyorum.” veya “Arkadaş, Akrep burcuymuş ama hiç akrep gibi durmuyor.” gibi, farklılığı işaret eden birçok söylem duymuşuzdur. Bunun nedeni; kişilerle gelişen, olgunlaşan burçlarıdır. Köşelerdeki genel burçlar okunuyorsa, ilerlemiş burçlarında okunmasında fayda var, böylelikle birazcık olsun genelden özele bir şeyler yakalanabilir. Bir daha vurgulamak isterim ki; doğum burcu değişmez ve ilerlemiş güneş burcuyla karıştırılmamalıdır.
'Sevgili Koç burcu 2016’yı güzelliklerle yaşayacaksın...' diye başlanan burç açılımları çok geneldir ve sadece kişileri biraz olsun motive eder. İnsanlar, kendi istekleri doğrultusunda burcunun getirecek olduğunu zannettiği şeyleri kabul edip, beklenti içine girerler ki bu yanlıştır. O burç insanlarının hepsini aynı kabul etmektir. Koç burcu dediğimizde bir yaşındakilerle 60 yaşındakileri bir tutmaktır. İstanbul’da yaşayan Koç’larla, Van’da yaşayanların aynı şeyleri yaşayacağını söylemektir ki bu akla yakın değildir.
Hepimiz bir yıl boyunca bütün burç dönemlerini yaşarız. Burçların ve gezegenlerin getirdiklerini deneyimleriz. 12 burç nasıl bir yılı paylaşmışsa, bir günüde paylaşmıştır ve her burç 2 saatlik dilimler halinde gün içinde geçer giderler. Kişinin doğum anında bulunduğu yere göre gökyüzünde bir burç vardır ve bu kişinin yükselen burcunu belirler. Boylam farkından dolayı nasıl İstanbul iftarını Ağrı’dan sonra açıyorsa, aynı mantık yükselen burç için geçerlidir. İstanbul’da doğmuş kişi ile Ağrı’da doğmuş kişinin yükselenleri değişkenlik gösterebilir. Yükselen burçlar bir çeşit karakter göstergesidir. Bu demek değildir ki 12 yükselen burç ve 12 karakter yapısı var. Her harita kişiye özeldir...
ELEMENTLER VE DEKANATLAR
Yaşamın olmazsa olmazı sayılan dört ana element; Ateş, Toprak, Hava, Su, burçlar arasında paylaşılmış. Koç, Aslan, Yay ateş; Boğa, Başak, Oğlak toprak; İkizler, Terazi, Kova hava; Yengeç, Akrep, Balık su burçlarıdır. Elementlerin özellikleri, burçların karakteristikleri üzerine yansır. Her elementin burcu, o burcun mevsimsel zamanına göre elementsel etki alır. Örneğin, Yengeç su burcudur, suyun bütün elementsel özelliklerini içinde barındırdığı gibi, mevsimsel olarak da (kuzey) ılık bir su olarak kendini gösterir. Balık burcunun suyu ise, mevsimsel olarak nehirlerin ırmakların donduğu kışın (kuzeyde) soğuk sularıdır. Bir aylık burç dönemleri, bizlerin dekanat diye adlandırdığı, yaklaşık onar günlük üç devre ile de analizlenir. 30 günlük her burç süreci, o burç elementinin diğer burçlarını da içinde barındırır. Şöyle ki; 21 Mart 19 Nisan arası ateş burçlarının ilki Koç burcudur. İlk on günlük devre 21 Mart – 30 Mart Koç’a Koç, 31 Mart 9 Nisan arası Koç’a Aslan, 10 Nisan 19 Nisan arası Koç’a Yay’dır. Bu demektir ki, kişi Koç burcunun hangi döneminde (dekanat bazında) doğduysa, o dönemin diğer elementsel burcunun özelliklerini de yaşamına yansıtır. Bütün burçlar için bu hesaplanabilir, dikkat edilmesi gereken husus, elementsel burç sırasının değişmemesidir. Akrep burcunun, ilk dönemi Akrep’e Akrep’tir, ikinci dönem Akrep’ten sonra gelen Balık, üçüncü dönem Yengeç’tir. Bu kişiye zenginlik kattığı gibi, kişiyi diğer Koç burçlarından ayırabilecek özelliklerden biridir.
İkiz çocukların haritaları birbirinin %99.9 aynısıdır. %0,1lik ayrılık tamamen değişik yapı sergilemelerine neden olur. Bu değişikliğe genellikle Ay sebep olur ve astroitler de destekler.
DOĞUM HARİTASI
Natal Chart dediğimiz doğum haritaları genel olarak, bir daire üstünde konuşlanmış burçları, gezegenleri, astroitleri ve arap noktalarını gösterir. Daireyi (360 dereceyi) 12’ye (12 burca) bölerek bir burçluk alanı (süreyi) buluruz. Her burç 30 derecelik alanda konuşlanır. Astroloji haritalarıyla, bir günü, bir ayı, bir yılı ve bir ömrü görebiliriz. Bunun için günler, saatler, dakikalar hatta saniyeler çok önemlidir. Yaşamda değişiklikler anda gerçekleşir. Astrolojik harita analizlerinin doğru ve çok yaklaşık yapılabilmesi için, zaman çok önemlidir.
Astrolojide bir derece:
1 gün = 24 saat x 60 dakika = 1440 dakikadır.
1440: 360 = 4
1 derece = 4 dakikadır.
Bu hesaplamaya göre haritalarda en hızlı hareket eden gibi görünen Ay, kabaca her dört dakikada, bir derece ileri doğru hareket edecektir. Bir anlık süre içince gerçekleşen geçişle, Ay bir burçtan bir diğerine geçer.
İkiz bebekler aynı anda dünyaya merhaba demezler, sezaryen doğumlarda bile iki doğum arasında dakikalar vardır. Dakikaların yetmediği yerlerde, daha hızlı hareket edip yer değiştiren astroitler devreye girer.
Astroloji analizlerinde, bir başka farklılık ise aynı anda doğmuş kişiler arasındadır. İstanbul Kadıköy Şifa Hastanesi'yle, Zeynep Kamil Hastanesi arasında beş on dakikalık mesafe vardır ve her zaman aynı gökyüzü konumundadırlar. Bu hastanelerde aynı anda doğmuş iki çocuğun haritaları birebir aynıdır, değişiklik yoktur. Kişilerin burçları, yükselen burçları aynıdır haritaları eştir. Diyelim ki o andaki gökyüzü konumu yüksek sanat potansiyelini işaret ediyor olsun. İki çocuk içinde sanatçı kişiliklere sahip olacaklar genel yorumu yapılabilir. Ancak hangi bebeğin nasıl yol alabileceğini belirleyecek; içine doğduğu aile, köklerinde bulunan genetik yapı, kısaca anne ve babasıdır. Bu durumda kişinin yaşamsal potansiyellerini söyleyebilmek için doğum verileri yanı sıra, anne ve babayı, kişiyle ilgili özel zamanları da bilmek gerekir.
Kişiye özel haritalar doğulan yere göre çıkarılır. O yerin koordinatları baz alınır, yaşamsal etkiler için yaşanılan yere özel haritalar kullanılır. Burada dikkat edilmesi gereken husus, bilgilerimizin çoğunun Kuzey yarı kürede yaşıyor olmamızla doğru orantılı kullanılmasıdır. Öyle ya Kuzey yarı kürede Yaz başlarken, Güney’de Kış başlamaktadır.
Doğum haritaları, kişinin doğduğu andaki gökyüzünün şipşak çekilmiş fotoğrafı gibidir, yaşamsal potansiyelleri gösterir bir veridir. Bu verilerin bilgiye dönüşüp kişinin yaşamına yansıması, sadece kişinin seçimlerine ve tercihlerine bağlıdır. Haritalar olasılıklara işaret eder ancak bu işaretlerin değerlendirilmesi her ne kadar bir astrolog tarafından yapılabilse de, yaşam zamanında tek yetkili kişinin kendidir. Yaşamsal yetkinin kimlere teslim edildiği çok önemlidir.
Tüm bu gerçekler ışığında “Sevgili Koç...” diye başlayan burç yorumlarının ne kadar doğru olduğu tartışılır.
“Kişi kendin bilmek kadar arif olamaz...” derler, onun için bence astroloji zor bir ilim değildir, kişiler öğrenerek bu gün üstümde neler oluyoru kendileri tespit edebilir, yaşamda bilerek seçimler yapabilirler.
Yaşanacak olanı değiştirmek elimizde olmasa da, gelene hazırlıklı olarak, bilerek yaşanabilir...